Felemenkçe

In mijn ogen moeten weons niet focussen of asfalt wel mag of niet. Ze willen de hele private weg verharden en da is toch een enorm voordeel, niet? Zouden we niet gewoon luisteren en nadien nog eens samen komen om hun voorstel te bespreken?

Türkçe

Bence asfalta izin verilip verilmediğine odaklanmamalıyız. Tüm özel yolu asfaltlamak istiyorlar ve bu çok büyük bir avantaj, değil mi? Sadece dinleyip tekliflerini tartışmak için tekrar buluşmamız gerekmez mi?

(5000 karakter kaldı)
Felemenkçe
Türkçe

İçindekiler

bespreken
tartışın, tartışmak
da
çünkü, evet
de
arasında, of
een
a, bir, yanılmak


een
eens
bir kere, bir kez, bir zamanlar
en
a, tr
enorm
büyük, çok, muazzam
gewoon
sadece
hele
tüm
hun
o, onların
in
ın, içinde
is
olduğu, olduğunu
komen
gelmek, hadi, yorumlar
luisteren
dinlemek, dinlemek için
mag
bunun gibi, gibi, seviyor
mijn
benim
moeten
-meli, gerekir, should, şart, zorunda
nadien
sonradan
niet
değil, perçin
nog
henüz, takoz, yeterli
of
arasında
ogen
göz, gözler, gözleri
om
adam, hakkında
ons
bize, bizim, çarşamba
private
özel
samen
birlikte, tohum
te
sen, th
toch
bununla birlikte, henüz, yine de
voordeel
avantaj, avantajı, fayda, yarar
voorstel
öneri, önerisi
weg
uzakta, yol, yolu
wel
ıyi, iyi
willen
ırade, ıstemek, irade, istemek
ze
vox, z
zouden
-cekti, olur, would
avantaj
voordeel
bir
degene, een, eentje
bu
aanwezig, degenen, deze, dıt, diegene, diegenen, dit, hiermee, hierop, ındienen, indienen, presenteren, tegenwoordige
izin
berecht, mocht, toegelaten, toeges, toegestaan, toegestane, toelaten, toestaan, vergunning
sadece
alleen, gewoon, juist, maar, slechts, uıtsluıtend, uitsluitend, zojuist, zomaar
tekrar
alweer, herhaal, herhalen, herhaling, herhalings, navertellen, nazeggen, nogmaals, opni, opnieuw, wederom
ve
alsook
yolu
manıer, manier, wijze, yölu

Son çeviriler

devamını göster›
ADS - REKLAMLAR
İletişim E-mail:
Kullanım SözleşmesiSitene Ekle